Sanayimiz Uçak Üretiminde Talip (EkoHaber)
Türkiye'nin ilk milli yolcu uçağının tanıtımını geçtiğimiz aylarda Başbakan Ahmet Davutoğlu gerçekleştirerek, tamamen yerli imkanlarla yapılacak olan ilk Türk uçağının temsili bileti de 29 Ekim 2019'a kesilmişti. Finansmanı Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan karşılanacak olan milli yolcu uçağı projesinde 'üretim modeli' konusunda kararın henüz verilmediği ve fikri haklarına ilişkin pazarlığın sürdüğü öğrenildi. Bu proje için Bursa savunma sanayinin temsilcileri tüm imkanları ile hazır olduklarını belirterek, üretim gelişiminde aktif rol oynamak istediklerini belirttiler.
Tamamen yerli imkanlarla üretilecek Türkiye'nin milli yerli uçak projesi, geçtiğimiz aylarda yapılan bir törenle tanıtıldı. Tanıtım konuşmasını yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, 71 yıl gecikmeyle bugün gündeme geldiğine dikkat çekti. Başbakanın konuşmasının ardından ilk yerli uçak için protokol imzalandı. 60-70 yolcu kapasiteli milli uçağın, TRJ-628 ve TR-628 kodlarıyla jet ve turboprop olarak Türkiye'de geliştirilmesi ve üretilmesi öngörülüyor. Türkiye'nin ilk yerli uçağını üretecek şirket STM Genel Müdürü Davut Yılmaz, 32 ve 70 kişilik yerli uçaklar için yaklaşık 1.5 milyar dolar yatırım yapılacağını açıkladı. Yılmaz, 'Uçağın tüm fikri mülkiyeti ABD'li SNC ve Türkiye'ye ait olacak herhangi bir ihracat kısıtlaması yok. Uçağın üretimi için Türkiye'de bir şirket kurulacak, sahiplik yapısı henüz kesin değil' dedi. Finansmanı Savunma Sanayii Destekleme Fonu'ndan karşılanacak olan milli yolcu uçağı projesinde 'üretim modeli' konusunda kararın henüz verilmediği ve fikri haklarına ilişkin pazarlığın sürdüğü öğrenildi. SNC bu iki uçağı Türkiye'nin istekleri doğrultusunda geliştirecek ancak üretim ve mülkiyete ilişkin tam bir mutabakatın sağlanmadığı, mutabakat zaptının ardından bir sözleşme sürecinin geçeceği kaydedildi. Bu bilgiler ışığında biz de Bursalı yan sanayicilere projeden beklentilerini sorduk...
Uçağın nerede imal edileceğinin netleşmesi gerek
Engin Bek - YEPSAN Savunma ve Havacılık San. ve Tic. A.Ş. Fabrika Müdürü
Bilindiği üzere ülkemiz, savaşta ilk uçak düşüren ve Kurtuluş Savaşı'nın ilk ve son uçuşunu yapan pilotumuz Vecihi Hürkuş'un Nuri Demirağ tarafından verilen ilk uçak siparişi ile uçak yapması ile başlamıştır. O günlerden günümüze ise son olarak sahipleri Fatih ve Eren Özmen çifti tarafından ABD menşeli Sierra Nevada Corporation (SNC) satın alınıp, Türkiye'nin ilk yerli yolcu uçağı projesine 2015 yılında dahil edilmiştir. Son yapılan açıklamalara göre; ABD merkezli uzay ve havacılık sistemleri şirketi olan Sierra Nevada Corporation (SNC) en yeni yüzde yüz iştiraki olan TRJet Havacılık Teknolojileri Anonim Şirketi'nin (TRJet) kuruluşunu Paris Le Bourget Fuarında duyurdu. SNC'nin, Bölgesel Uçak Projesi kapsamında ülkenin ilk bölgesel jet uçağını üretmek üzere, 27 Mayıs 2015 tarihinde T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının desteğiyle Savunma Teknolojileri Mühendislik ve Ticaret A.S. (STM) ile imzaladığı Mutabakat Zaptı'nın ardından beklenen açıklama Paris Air Show fuarında geldi. Merkezi Ankara'da bulunan TRJet, Bölgesel Uçak Projesinin yanı sıra ticari havacılık sektöründe de hizmet verecek. Kısa bir süre önce başlatılan Bölgesel Uçak Projesinde Türkiye'nin ilk yerli yolcu uçağı TRJ628'in üretimine giden ilk adım olarak Dornier 328 (D328) uçaklarının modernize edilmiş bir versiyonu olan TRJ328'den yararlanılacak. TRJ328 uçaklarının yanı sıra diğer çeşitleri de üretip satacak olan TRJet şirketi Türkiye'nin ilk yerli yolcu uçağının hayata geçirilmesinde çok önemli bir rol oynayacak. TRJet, iki saygın havacılık şirketi SNC ve 328 Support Services GmbH (328 SSG)'nin ortak mirasından aldığı güçle, modern Alman uçak mühendisliği ile sektördeki en yeni modifikasyon standartlarını bir araya getiren bir havacılık ve uzay şirketi oluşturacak. Türk hükümeti, bu teknolojiden ve Dornier'in ticari havacılığın başlangıcına kadar dayanan yenilikçilik mirasından yararlanarak Türkiye'nin mevcut sivil havacılık sektörünün büyümesini desteklemenin yanı sıra ülkenin dünya havacılık pazarına açılmasını da sağlayacak. Hâlihazırda dünyanın 85 ülkesinde sertifikalandırılmış olan 328 modeli ABD, İsviçre, Almanya, Birleşik Krallık ve Danimarka gibi çok sayıda ülkede halen kullanılıyor. Sözkonusu uçak Dornier 328, Alman Dornier Luftfahrt GmbH tarafından üretilen uçak, 1996'da Fairchild Aircraft şirketi tarafından satın alındı. Bunun sonucu Fairchild-Dornier şirketi 328 ailesini Oberpfaffenhofen'de imal etti, satışları San Antonio, Texas, ABD'den, ve ürün hattı desteğini her iki yerden sağladı. Tüm bu gelişmeler bizlere göstermektedir ki Türkiye, 25 yıl öncesi yeniden büyük bir heyecanla başladığı F16 uçak projesi ve TUSAŞ ile olan yeni yolculuğunda, uzun süredir oluşturulan yardımcı sanayileri ile son yıllarda yeni bir ivme kazanmıştır. Umuyorum ki önümüzdeki yıllarda dünyada 10'dan az ülkenin üretim yapabildiği uçak sanayinde yerini alacaktır. Ve ülkemiz uzun yıllardır hayalini kurduğu ileri teknoloji ürünü, katma değeri yüksek ürünler üretecektir. Bu gelişmeler, kısa zamanda teknoloji transferi sağlayacak, yine kısa zamanda üretim sağlanarak ticarileştirmiş olacaktır.Burada netleşmesi gereken konu uçağın ABD, Almanya ve Türkiye olmak üzere uçağın nerede imal edileceğidir. Ayrıca, yeni tasarım mühendisliği konusunda bize ufuk açacağına inanıyoruz. Biz Yepsan Savunma Sanayii ve Havacılık olarak bu yolculukta, üzerimize düşen her görevi başarı ile yapacak ve milli hedefe ulaşılmasına katkıda bulunacağız. Sektörümüze katkı veren gelmiş ve geçmiş tüm emeği geçen insanlarımıza ise yeni heyecanları duymamızı sağladıkları için, yolu bizlere açtıkları ve hedef gösterdikleri için teşekkür ediyorum.
Bu projenin bir parçası olmak istiyoruz
Barış Telseren - Bodycote Istaş Genel Müdürü
Bodycote Istaş Isıl İşlem olarak, Havacılık ve Savunma Sanayi'ne yönelik yüksek kalite standartlarında ısıl işlem hizmeti veren bir firma olmamız itibariyle, böyle önemli bir projeyi destekliyor ve projenin bir parçası olmak istiyoruz. Halen Türkiye Havacılık ve Savunma Sanayinde aktif ve düzenli olarak en önemli üreticilere 'ısıl işlem' hizmeti vermekte olup, bu projede de ısıl işlem tedarikçisi konumumuzu devam ettirmek hususunda bir engel bulunmamaktadır. Bu projede yaratabileceğimiz en önemli katma değer, uçak parçası üretiminin en önemli aşamalarından biri olan ısıl işlemin birçok prosesinin, Dilovası-Gebze'deki modern fabrikamızda yapılabiliyor olması ve bu konuda yurtdışına bağımlılığı ortadan kaldırmasıdır. Bunun doğal sonucu, ülkemiz istihdamına katkı sağlayacak ve dövizin ülke dışına çıkmasına da engel olacaktır. Kurulacak olan fabrikanın, tedarikçi ağı ve lojistik faktörler dikkate alınarak seçilmesi en önemli faktörlerden biridir.
Bursa bu projede başı çekmeli
Bülent Parlamış - Parlamış Şirketler Grubu YKB Yardımcısı
Bir ülkede üretilen ürünlerin teknoloji ve ihracat düzeyi o ülkenin gelişmişlik seviyesini belirliyor. Ayrıca, bir ürün ne kadar bilgi içeriyorsa, o kadar fazla katma değer yaratıp, fiyatı da o kadar artıyor. Bu gözle bakarsak, üretmekte olduğumuz, sanayi ürünlerimizden tuğla, çimento, demir, çelik, konfeksiyon gibi ürünlerin kilo fiyatı 0,1 $'dan başlayarak 60-70 $ arasında değişiyor. Cam, gemi sanayi, imalat, makine, elektronik ve ilaçların kilo fiyatı 1,0 $'la 1.000 $ aralığında değişiyor. Fakat, bilgisayar, silah sistemleri, yolcu uçağı, casus uçak, uzaktan izleme, nükleer tıp, uydu, uzay araçları, yeni ilaçlar, özel yazılımlar; bunların ise, kilo fiyatı 100 $'dan milyon dolarlara doğru gidiyor. Bu sebeple teknolojik ürünler üretilmesi konusunu çok önemsemekteyiz. Parlamış Şirketler Grubu olarak da teknolojik tekstil alanında çalışmalarımız 40 senedir devam ediyor. Başta THY olmak üzere, pek çok havacılık şirketi için de özel kumaşlar üretiyoruz. 71 yıl önce üretilen ilk uçağımız, İstanbul-Ankara uçuşunu başarıyla tamamladı. Daha sonra Eskişehir'deki kazadan sonra proje iptal edildi. Eğer o gün bu projeye devam edilmiş olsaydı, herhalde bugün geldiğimiz nokta çok daha ilerilerde olurdu. Fakat zararın neresinden dönülse kardır. O yüzden Milli Uçak projemizin hayata geçirilmesi çok ama çok önemli. Sanıyorum, öncelikle; Avrupa'dan, Amerika'dan lisanslar alınarak, üretime başlanacak. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus; lisansların sadece eski tip uçak modellerine verilmekte olduğudur. Yeni icat edilen modeller ise bir sır gibi, büyük bir gizlilikle saklanmaktadır. Bu da doğaldır, çünkü her yeni model, muazzam bir AR-GE, ÜR-GE ve teknoloji barındırmaktadır. Bu sebeple, bizim kopya veya demode uçak yapım sürecini çok çabuk atlayıp, Avrupa ve Amerika'nın son sistem modellerine rakip yepyeni bir Türk uçağını üretmemiz gerekmektedir. Zira, 30 ile 60 kişi kapasiteli demode uçaklar üreterek, pazarda nasıl bir yer alacağımızı, ve nasıl rekabet edebileceğimizi sorgulamak gerekir. Böyle büyük bir yatırım yapmadan önce de bu hedeflerin iyice konması gerektiğini düşünüyorum. Yerli uçağın üretilmesi aşamasında, yerli teknolojileri teşvik ve motive eden bir yaklaşımın olması gerekir. Bildiğiniz gibi, Türkiye'nin ilk milli tramvayı İpekböceği, Bursa'da bir firmamız tarafından başarıyla üretildi. THY'nin kumaşlarını da 6 senedir biz üretmekteyiz. İnanıyorum ki, kendi uçağımızı üretmek için sadece Bursa sanayisi, alt yapısı ve teknik kadroları yeterli olacaktır. Yeter ki, bizlere güvenilsin ve fırsat verilsin. 2008 yılında Ulaştırma Bakanlığı tarafından düzenlenen bir fuarda, THY Teknik tarafından, Boeing'e ait bir uçağın tüm parçaları sergilenmekteydi. Bu fuara tekstil alanında firmamız ve teknik konularda da Bursa'nın belli başlı otomotiv yan sanayi firmaları davet edilmişti. Katılan firmalar, sergilenmekte olan parçaların teknik resimlerine ve teknik detaylarına ulaşabilmekte ve direkt THY Teknik'e teklif verebilmekteydi. Bu organizasyonu, ben çok akıllıca bir ilk hamle olarak görmüştüm.
Ancak henüz bir mesafe kat edilememiş olması da üzücü.
Bursa'nın gerek, insan gerekse teknik altyapısıyla, bu projede başı çekmesi gerekir. Şu anda, Eskişehir'in havacılık ve yan sanayilerinde Bursa'nın önünde yer aldığını görüyorum.